Hem rolüme hem ÖSS’ye çalışıyorum
n Yeliz nasıl bir karakter?
- Biraz fazla şımarık. Zengin bir ailede doğmalıymış! Biraz deli dolu ve heyecanlı. Kardeşleri Elif ve Armağan ile çok zıt bir karaktere sahip. Her evde mutlaka bulunan bir kız Yeliz, çünkü ergenlik çağına giren herkesin huylarını barındırıyor. Kendini çok önemseyen ve güzel olduğunu düşünen biri.
n Daha önceden birkaç oyunculuk deneyiminiz vardı sanırım...
- "Doktorlar" dizisinde bölüm oyunculuğu yaptım. Sonra da "İki Aile" dizisinde rol aldım.
n Oyunculuk eğitiminiz var mıydı?
- Konservatuvar sınavına hazırlanırken eğitim aldım. Liseyi geçen yıl bitirdim bir sene hazırlık dönemi gibi geçti.
n Bu tempoda çalışırken ÖSS’ye hazırlanmak zor olmuyor mu?
- Geçen yıldan alıştığım bir şey bu benim için. Dershanede burslu okuyan bir insan olarak derslerde zorlanmam söz konusu değil. Bu işi severek yaptığım için dersler bana ağır gelmiyor. Başka bir iş yapsaydım, iki-üç saat uykuyla durup bu tempoya katlanamayabilirdim. Yaşadığım her an insanları izliyorum. Onların tepkilerini gözlemliyorum. Bazen kendimi dinleyip hangi olaylara nasıl tepkiler verdiğimi düşünüyoruM.
-BANA GÖRE BEN
12 EKİM 2006 tarihini hiç unutmayacağım. Bu gün hayatımın en güzel günlerinden birisi başıma geldi. Sınıf temsilcisi arkadaşlarımın büyük çoğunluğunun oylarıyla Bakırköy Lisesi gibi tarihi ve köklü bir okulun öğrenci meclisi başkanlığına seçildim. Bu nedenle kendimi kısaca size anlatmak istiyorum.
21 Temmuz 1989 yılında İstanbul’da doğdum. İlköğretimi Zeytinburnu Nuri Paşa İÖO’nda okudum. Bakırköy Lisesi’ne gelmeyi özellikle istedim. Çünkü en iyi eğitimi burada alacağımı biliyordum ve üç yıl boyunca bu düşüncemde ne denli haklı olduğumu çok iyi anladım.
Edebiyata ilgim vardır. Bu nedenle en önemli özelliğim kitap okumaktır. Okumayı çok seviyorum. Benim için kitap okumak boş zamanlarda yapılan hobi değildir. Bir tutkudur kitap okumak. Zamanımı değerlendirdiğim en görkemli faaliyettir.
Tarihe, özellikle Türk tarihine çok ilgim var. Bu konuda da şanslı olduğumu düşünmekteyim. Çünkü ülkemizin her yerinde tarihi güzellikler göz kamaştırmaktadır.
Türkçemizi çok mükemmel buluyor ve en güzel şekilde kullanmaya çalışıyorum. İnsanlarla diyalogumun iyi oluşunu da güzel Türkçemize bağlıyorum. Albert Einstein’in; “önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur” sözüne inat insanlara önyargılı asla yaklaşmıyorum. Bu nedenle farklı kişilik ve kültüre sahip insanlarla dostluk kurabiliyorum ve kurduğum bu dostlukları devam ettirebiliyorum. Ayrıca bu dostlukların güzelliğiyle İngilizcemi de ileri seviyelere çıkardım.
Yüzmeyi de çok seviyorum. Uzun yıllar hayalimde hep iyi bir yüzücü olmak vardı. Bu alanda ülkemizin imkânlarının kısıtlı olması nedeniyle yüzücü olma hayalim söndü.
Şimdiki hayalim ise tiyatro. Bana göre tiyatro sahnesi inanılmaz ve büyüleyici bir yer. Sahnede yuttuğumuz “o sahne tozunun” bizi bayıltmasıyla insan kendisine ait olmayan duyguları da yaşar. Böylece başkalarını anlamanın, onlarla bütünleşmenin en güzel yolunu buluruz tiyatro sayesinde.
Bakırköy Lisesi Öğrenci Meclisi Başkanı olarak 1600 öğrenci arkadaşımın; idareci, öğretmen ve diğer bize hizmet eden personelin; ayrıca yarım asırlık görkemli “Bakırköy Liselilik” vizyonu (uzak veya geniş görüşlülük) ve misyonunun (amaç yâda görev) bana yüklediği ağır sorumluluğun bilincindeyim. Bu sorumluluğumu en iyi biçimde yerine getirmeye çalışacağım. Hep birlikte gerçekleştireceğimiz bu onurlu yolculukta ben sadece hepimizin sesi ve görüntüsü olacağım.
Hepinize saygılar sunarken bundan sonraki yazımızda da Bakırköy Lisesi Öğrenci Meclisi Başkanı ve meclisi olarak Türk eğitimine ve demokrasi kültürüne neler kazandırabileceğimizi sizinle paylaşmaya çalışacağım.
FULYA ZENGİNER
BAKIRKÖY LİSESİ ÖĞRENCİ MECLİSİ BAŞKANI