Hande Soral Fan Club
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Hande Soral Fan Club

Hande Soral İle İlgili Herşey
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:31 pm

HANDE SORAL

Komedi Dükkanı’nda keşfedildim

=Armağan nasıl bir karakter?

- Armağan ya da dizide sıkça duyacağınız lakabıyla Armi, lise son sınıf öğrencisi. Erkek gibi büyümüş, sokaklarda futbol oynayan, bisiklete binen, agresif, çabuk parlayan ve haksızlığa tahammülü olmayan bir karakter. Hiç aşık olmamış bir kız. En küçük kız kardeşine çok bağlı.

=İlk kez bir dizide rol alıyorsunuz. Nasıl keşfedildiniz?

- "Komedi Dükkanı" programına seyirci olarak gittim. Seyircilerden birini sahneye istediler. Ben de hazır gitmiştim, çantam elimde bekliyordum. Birini istediklerinde çıktım sahneye. İzleyenler ve yönetmen de beğenince normalde beş dakika oynamam gerekirken, 45 dakika sahnede kaldım. Dizinin cast’ını yapan ajans şans eseri programı izleyince kendimi bu dizide buldum.

=Bu ilk oyunculuk deneyiminiz değil herhalde...

- Daha önce çocuk oyunlarında yer aldım. Tiyatro eğitimim de vardı ama oyunculuk istememe rağmen başka alana yöneldim. Üç aydır Plato Film’den oyunculuk eğitimi alıyorum. Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji okuyorum. Okuduğum bölüm de aslında oyunculuğa yabancı değil.

= Setleri nasıl buldunuz?

- Daha bir bölümlük bir tecrübem var ama çok yorucu olmasına rağmen sevdiğiniz için katlanıyorsunuz. Setten çıkıyorum, uyumadan okula gidiyorum...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: hande soral hakkın da bilgiler   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:32 pm

Yaz sezonunun gelmesiyle kanallarda yeni diziler birer birer boy göstermeye başladı. Kanal D'de başlayan Küçük Kadınlar dizisi de bunlardan biri. Bu dizide bir oyuncu var gördüm ve dedim ki : "Yahu bu kızı nereden tanıyorum?" Hemen Google amcamız yardımımıza koştu ve merakımızı giderdik. Bahsettiğim oyuncu Hande Soral (dizideki adıyla Armağan ya da Armi). Meğerse Komedi Dükkanı'nda Taytanik adlı skeçte seyircilerin arasından çağrılan kişi Hande'ymiş. "Tabii yaaaa" refleksini verdikten sonra hakkında şunları bulabildim :

- Hande Soral Nereli ?
- İnegöl


-Peki Hande Soral Kaç Yaşında ?
- 21 yaşında - DOğum Tarihi : 02.02.1987


- Başka Hangi Yapımlarda Rol Almış ? Oyunculuk Eğitimi Var Mı ?
- Hürriyet Gazetesi Röportajı : Daha önce çocuk oyunlarında yer aldım. Tiyatro eğitimim de vardı ama oyunculuk istememe rağmen başka alana yöneldim. Üç aydır Plato Film’den oyunculuk eğitimi alıyorum. Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji okuyorum. Okuduğum bölüm de aslında oyunculuğa yabancı değil. (Hatta Google'a ismini yazdığımda Öss Sınav Sonucu ile karşılıyor bizleri

2004-2005 İNEGÖL TURGUTALP ANADOLU LİSESİ ÜNİVERSİTEYİ KAZANANLARIN PUANLI LİSTESİ
HANDE SORAL - İSTANBUL BİLGİ ÜNİV. PSİKOLOJİ (BUR) EA- 351,163

- Tuttuğu Takım ?
- Fenerbahçe. (Kaynak : Facebook)

- Küçük Kadınlar Dizisine Seçilmesi Nasıl Olmuş ?
- Hürriyet Gazetesi Röportajı : "Komedi Dükkanı" programına seyirci olarak gittim. Seyircilerden birini sahneye istediler. Ben de hazır gitmiştim, çantam elimde bekliyordum. Birini istediklerinde çıktım sahneye. İzleyenler ve yönetmen de beğenince normalde beş dakika oynamam gerekirken, 45 dakika sahnede kaldım. Dizinin cast’ını yapan ajans şans eseri programı izleyince kendimi bu dizide buldum.


İnternette de karşılaştığım üzere kendisi Yasemin Ergene'yi andırıyor (Özellikle "çocuğun var derdin var" dizisindeki haline
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
HATİCE
Admin
HATİCE


Mesaj Sayısı : 132
Kayıt tarihi : 23/07/09
Yaş : 28
Nerden : ..::İSTANBUL::...

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:33 pm

saol cnm
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://soral.yetkinforum.com
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:33 pm

Hande Soral, seyirci olarak gittiği “Komedi
Dükkanı”ndan oyuncu adayı olarak çıktı. Şimdi “Küçük Kadınlar”da büyük
sorumluluk taşıyor.



Hedefleri çok büyük ama önce üniversiteyi bitirmek istiyor.

”Küçük
Kadınlar” dizisi ilk göz ağrınız... Kim bilir; yıllar sonra bu ilk
denemenizi hatırlayıp gülümseyeceksiniz belki de! Ama öncelikle sizi
tanıyalım istiyorum, kimsiniz siz?

21 yaşındayım. Bursa
İnegöllüyüm. Babamın tarafı Makedonyalı, anneannemler Bulgaristan'dan
gelmiş; biraz karışık yani... Bütün akrabalarımız Bursa'da oturuyor. Bilgi
Üniversitesi'nde burslu okuyorum. 4'üncü sınıf psikoloji öğrencisiyim.
3 yıldır İstanbul'da yaşıyorum. Üniversite sınavlarında dokuz tercih
yaptım, tek istediğim psikoloji bölümünü kazanmaktı.

Neden psikoloji?

Lise
1'de bir rehberlik öğretmenim vardı. 2'inci sınıf için bölüm seçmemiz
gerekiyordu, hocamla konuştuk. Onunla öyle bir sohbet ettik ki, ikimiz
de odadan çıktığımızda ağlıyorduk. O an karar verdim ve “Ben de
psikoloji okuyacağım” dedim. Öğretmenim de bana elini uzattı “Hoş
geldin aramıza” dedi. Türkçe- Matematik bölümünü seçtim ben de...

Hala görüşüyor musunuz?

Görüşmek istiyorum ama koptuk. Beni bıraktı, Kıbrıs'a yerleşti o. Benim psikoloji eğitimi almamın sebebi o öğretmenimdir.

Kendinizi bir psikolog gözüyle analiz eder misiniz?

İnsanlarla
ilişki kurarken her zaman mesafem olmuştur. O mesafe çok gerekli çünkü.
Eğer bunu yapmazsanız karşınızdaki size kırıcı olabilir ve siz de
yaralanabilirsiniz. Mesafeli oluşum insanlardan yara almamamı sağladı.
“İnsanları hemen tanırım” gibi bir iddiam yok. İnsanoğlu çok karışık
bir yapı, çözebilmek mümkün değil.

SAHNEYE HAZIRDIM ASLINDA

Peki ya oyunculuk?

Her şey “Komedi Dükkanı”yla başladı...

Nasıl yani?

Oyunculuğu
bilinçli bir şekilde seçmedim. Sadece oyunculuğu istedim. Lisede
başarılı bir öğrenciydim. Konservatuara girmek için barajı geçmek
yeterli oluyor, herkes bana, “Başka bir bölüm seç, oyunculuğu okulunu
bitirdikten sonra nasılsa hobi olarak da yaparsın” dedi.

Ben
de onları dinledim ve dedikleri gibi de oldu. Psikoloji bölümünü
seçmemdeki sebep herhalde oyunculuğu içinde barındıran bir meslek
olduğu içindi. “Komedi Dükkanı”na gelince, izlemeye gitmiştik,
arkadaşımla birlikte. O sahneye çıkmaya hazırdım aslında. “Sahneye
gelmek isteyen var mı?” diye sorsalardı, elimi kaldırırdım. Ama
sormadılar, ben çıktım. Tolga Çevik, “Titanik” adlı sinema filminin
sahnelerini canlandırıyordu. Bir kız gerekti, ben de sahneye fırladım.
Gönüllü oldum; bir tek ben istekliydim zaten.

Heyecan yok muydu?

Heyecanlandım
tabi ama bunun tek sebebi Ses Tiyatrosu Sahnesi'ne çıkmış olmamdı.
Anlatılmaz bir duyguydu. Tolga Çevik'le aynı sahnede oluşumuz ilk beş
dakika beni heyecanlandırdı sonra o heyecan birden dindi... Tolga'nın
sıcaklığı beni hemen rahatlattı. Tolga'yla çok iyi bir uyum içerisinde
bütün bir bölümü birlikte çektik. Asıl dediğim gibi kalp atışlarımın
hızlanmasının sebebi benden önce o sahnede kimlerin ayak basmış
olduğunu düşünmemden kaynaklandı.

Tolga Çevik'le o olaydan sonra hiç karşılaştınız mı?

Geçen gün Kuruçeşme Arena'da karşılaştık. Eşi de yanındaydı, “Bizi ağlatıyorsun” dediler, çok mutlu
oldum

Neden sizden etkilendiler dersiniz?

Anladığım kadarıyla; rahatlığım, kendime güvenim ve söylenenleri çabuk algılamam onları etkileyip şaşırtmış...

Dizi teklifini nasıl aldınız?

Oyundan
çıkarken “Komedi Dükkanı”nın yapımcısı ve yönetmeni Fırat Bey beni
yanına çağırdı. Görüşmeye gittiğimde fark ettim ki, beni oyuncu
sanıyorlar. “Oyuncusunuz değil mi?” dediler, “Hayır” dedim. “Bu işi
yapmak ister misiniz?” dediler, “Neden olmasın” dedim, ama hiç de
şaşırmadım. Sinan Çetin'le tanıştım. Çok rahattım. Hiçbir şeyi
yadırgamadım. Heyecan yoktu. O gün bana, “İstersen burada hemen eğitime
başla” dediler. Sınıfa indim ve Ayla Algan'ın dersine katıldım. Oraya
aittim. Ben yeniliklere çok çabuk adapte oluyorum. “Şans” diye buna
denir işte... Herkesin başına gelmez bu... Çok enteresan bir olay.
Torpil yok, tamamen şans...

'OYUNCU PSİKOLOĞU OLMAK İSTİYORUM'

İleride asıl mesleğiniz hangisi olacak, psikologluk mu, yoksa oyunculuk mu?

Asıl
mesleğim psikoloji. Oyunculuk şimdi devam ediyor ama geleceği
kestiremem. “Küçük Kadınlar”da oynadığım rol çok sevildi. İnsanlar
yavaş yavaş beni tanıyor. Oyunculuk beni cezbediyor ama psikolojinin
yeri bende farklı... Elimden geldiğince her ikisini de birlikte
götürmeye çalışacağım. Daha 21 yaşındayım ve enerjimin en yüksek olduğu
bir dönemdeyim.

Okul bittikten sonra bir ofis kurup, başvuranlara psikolojik destek verecek misiniz?

Türkiye'de
psikoloji eğitimi aldıktan sonra muayenehane açamıyorsunuz, yüksek
lisans yapmam lazım bunun için Ön Lisansımı yurt dışında yapmak
istiyorum ama oyunculuk yaparken bunu gerçekleştirebilmem çok zor.
Oyunculuğa ara vermem lazım, bu da benim için zaman kaybı demek.
Türkiye'de yapmaya kalksam, iki işe de yetebilir miyim, bilmiyorum ama
ileriki zamanlarda yüksek eğitimimi de tamamlayıp psikolog olarak
muayenehane açmak istiyorum tabii...

Aslında ben oyuncu
psikoloğu olmak istiyorum. Oyuncuların psikolojileri çok bozuk, onların
psikoloğa ihtiyaçları çok fazla... Bu işi bildiğim için şimdi neler
yaşadıklarını daha iyi anlıyorum.

Aileniz sizi bu konuda destekliyor mu?

İkiz
kardeşlerim var. Biri kız diğeri erkek... 17 yaşındalar. Annem babam da
çok genç. Annem 39, babam 49 yaşında... Ailecek arkadaş gibiyiz. Onlar
her zaman arkamdalar. Onlar olmasa bu kadar kolay karar veremezdim
zaten.

PLATONiK ASK YASAYAMAM

Güzel bir kızsınız, çevrenizdeki insanların ilgisine alışık mısınız?

Evet,
ilkokuldan beri herkes benim etrafımdaydı. Aslında o yaştaki bir çocuk
için hiç güzel bir şey değil. Eve gelip ağladığımı bile biliyorum.
Çocukluğunuzu yaşayamıyorsunuz. Herkesin gözü sizin üzerinizde oluyor.
Hiçbir şey yapmasanız da çocuk güzelliğiniz var.

Hayranlarınız da fazladır?

Benim, bilip bilmediğim bir sürü erkek vardı etrafımda...Aşk mektupları yazarlardı. İçinde "Seni Seviyorum" yazardı.

Hiç platonik bir aşk yaşadınız mı?

16
yaşındaydım. İlk aşkım platonikti, benden dört yaş büyüktü. O bana
açıldı sonradan, bu kez gerçekten aşık oldum. Bir daha da platonik aşk
yaşayamam. Çünkü, içi dışı bir insanım. Bir aşk ya olmalı ya da
olmamalı. Muallak da kalmamalı...
(Şebnem Özuzcan / Bugün) www.magazinalemi.com
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
HATİCE
Admin
HATİCE


Mesaj Sayısı : 132
Kayıt tarihi : 23/07/09
Yaş : 28
Nerden : ..::İSTANBUL::...

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:34 pm

saool cnm
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://soral.yetkinforum.com
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:34 pm

HanDe SoRaL SEvenTEEn RöPoRTaJı
Aynı adlı kitap ve sinema filminden esinlenerek yazılan "Küçük Kadınlar" dizisi, beş kardeşin hikayesini anlatıyor. Kardeşlerin bıçkın 'Armi'sini, genç yetenek Hande Soral canlandırıyor.


Hayal edin... Okul servisinizi bekliyorsunuz. Tam önünüzde en sevdiğiniz dizinin servisi duruyor. İç geçirerek arabanın içine bakıyorsunuz. O serviste olup, o sete gitmek; siz de bir oyuncu olmak istiyorsunuz. Birkaç ay sonra katıldığınız televizyon programında oyunculuğunuzu konuşturuyorsunuz. Her şey birkaç ay içerisinde gerçekleşiyor. Oradan açılan bir kapı, ardından bir kapı daha ve perde! Sezonun en sevilen dizilerinden birinde başrollerden birini kapıyorsunuz.

Bu tatlı rüyanın sahibi Hande Soral'ı tanımaya hazır mısınız?

Dizideki Hande, sokakta futbol oynuyor. Erkek gibi bir kız. Kapak çekimimizdeki Hande'yse tüm güzelliği ve tatlılığıyla göz dolduruyor. Röportajımızda bilinmeyen yönlerini, peri masalını ve 17 yaşını anlatıyor.

İlk oyunculuk deneyimin ve başına gelenler, aslında bir peri masalı gibi.
Televizyon önü oyunculuğu olarak, ilk oyunculuk deneyimim. Ama daha önce tiyatro ile ilgilendim. Dersler aldım, oyunculuk kurslarına katıldım, çocuk oyunlarında rol aldım. Oyunculuk hep gönlümdeydi. Lise ve üniversite hayatımda başarılı bir öğrenciydim. Üniversitede psikoloji bölümünü seçtim. Eğitimimin, bilinç altında oyunculuğuma katkısı olmuştur. Psikoloji ile oyunculuk birbirine çok yakın. Üniversiteye girdiğimde hayatımda oyunculukla ilgili hiçbir şey kalmamıştı. Bir gün bir arkadaşımla birlikte Komedi Dükkanı'nı seyretmeye gittik. Tolga Çevik'i zaten çok severdim. Oyunun başlamasını bekliyorduk. Sahneye birilerinin alındığını biliyordum. Arkadaşıma da, "Sahneye birisini alırlarsa ben çıkarım. Bak şaşırma sonra!" dedim. "Titanik" çekiliyor ve bir kıza ihtiyaçları var. Ben de elimi kaldırdım. Sahneye çıktım. Sonuna kadar beraber çektik. Sahneye çıktığımda 'Ses Tiyatrosu'nda olmanın gerginliğini yaşadım. Çok gergin ama mutluydum. Onlar da beni beğenmişler ve görüşmeye çağırdılar.
Ayla Algan'ın öğretmenliğinde ders almaya başladım Plato Film Okulu'nda. Bir süre oyunculuk eğitimi aldım. Dizinin kastını yapan ekip beni görüyor ve görüşmeye çağırıyor. Bu şekilde de "Küçük Kadınlar" başlıyor.

Her şey çok çabuk gelişmiş.
İnanılmazdı. Gözümü açıp kapayana kadar oldu.

Şaşıracak vaktin bile olmadı belki?
Olmadı ama ben tesadüflere ve şansa inanıyorum. Bir gün okula gitmek için servis bekliyordum. Beklediğim yerin önünde de "Bir İstanbul Masalı"nın servis aracı bekliyordu. İçinde oyuncular var. Annemi aradım. "Anne ya! Ben nerdeyim? Niye böyle değilim? Bak oyuncular sete gidiyorlar" dedim. Hep içim gitmiştir oyunculuğa zaten. O kadar çabuk gelişti ki her şey. Bir gün aynı yerden, kendi oynadığım dizinin set servisine bindim!

Çok mutluluk verici bir şey, değil mi?
"Maşallah" diyorum zaten. Her şey rayında gidiyor. O yüzden şaşırmıyorum. Sürpriz gelmiyor. "Böyle olması gerekiyordu ve oldu" diyorum.

Tekrar tiyatro'ya dönmeyi istiyor musun?
Kesinlikle! Çünkü tiyatrodan aldığım zevk çok farklı. Seyircinin karşısında olmak, provaları yaşamak çok farklı bir duygu. O ilk gecenin heyecanı muhteşem. Onu yaşamak isterim. Oyunculuğu sonuna kadar yaşadığım yer, sahne.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:37 pm

Küçük Kadınlar"ın Armi’si Hande Soral, son günlerin sevilen ve merak edilen isimlerinden. Oyunculuk hayatına "Komedi Dükkanı" sayesinde tesadüfen başlayan genç oyuncu, ilginç hikayesini Trendy dergisine anlattı.

Hande Soral’ı kısaca tanıyabilir miyiz?- 1987 Şubat doğumluyum. Bu Şubat’ta 22 yaşında olacağım. Bursa, İnegöl’e doğdum. Ailem hálá orada yaşıyor. Ben Anadolu lisesinden mezun olduktan sonra Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü kazandım ve buraya geldim. Bu sene 4’üncü yılım. Burada arkadaşımla birlikte yaşıyorum. Bundan sonra da İstanbul’a kalacağım.

Oyunculuk serüvenin "Komedi Dükkanı" sayesinde başlamış, öyle mi?

Aslında tiyatro eğitimim vardı. Çocuk oyunlarında oynuyordum. Onun dışında diksiyon dersleri aldım. Babam beni konservatuvarın çocuk bölümüne her hafta götürüp, getirirdi. Tiyatro işine çok yoğunlaştım. Okulda da başarılı bir öğrenciydim. Bu yüzden başka bir alana yöneldim. Yine psikolojinin oyunculukla alakalı olduğunu düşünüyorum.
Üniversitede tiyatrodan uzak kaldım. Ama hep içimdeydi. BKM ile görüştüm. Onlar çok aşırı tempoda çalışıyorlardı ve benim okulumla birlikte olmayacaktı. "Okulun bitsin ondan sonra" dediler. Hep okulum bitsin diye bekliyordum. Tolga Çevik’i çok seviyordum. "Komedi Dükkánı"nı seyretmeye arkadaşımla birlikte gittik. Sahneye birini istediler. Ben hemen elimi kaldırdım. Zaten arkadaşımla konuşuyorduk. "Sahneye birini isterlerse kalkarım" diyordum. Kalktım ve bütün bölümü Tolga Çevik’le birlikte çektik. Yapımcı da çok beğenmiş. Çıkarken beni çağırdılar görüşmek istediklerini söylediler. Görüştük ve oldu.

Biraz şanslısın galiba?

- Şans, kader, kısmet artık ismi neyse. Doğru yer, doğru zaman. "Öyle olması gerekiyordu oldu" diyorum her zaman. Bu benim dışımda planlanmış bir şey. Bence yaşamam gerekiyordu ve yaşadım. Zaten kaderciyim. Daha önceden de inanırdım. Ama artık çok fazla plan yapmamaya başladım. İleriye dönük öyle büyük hayaller kurmuyorum. Çünkü bazı şeyler lego gibi yerine oturuyor; bu durumda sizin çaba sarf etmenize gerek kalmıyor. "Öyle yaparsam, böyle olursa" diye düşünmek bana hikaye gibi geliyor. Zaten ne olması gerekiyorsa oluyor.

"Küçük Kadınlar"da rol alman nasıl gerçekleşti?

- "Küçük Kadınlar"a girişim de "Komedi Dükkánı" sayesinde oldu diyebilirim. Beni izlemişler ve görüşmeye çağırdılar. İlk önce ajansla tanışmaya gittim. Süslendim püslendim. Yapımcı, yönetmen herkes oradaydı. "Küçük Kadınlar’ın Armi karakteri için düşündük seni" dediler Bana bakıp; "Yok artık" diyerek güldüler. Çünkü Armi karakteri erkeksi bir karakter. Erkek gibi sokaklarda top oynayan biri. Yine de bana bir tekst verdiler. "Deneme çekimi yapalım" dediler. Ertesi gün deneme çekimi yapılacaktı. Ruh halime göre giyinen bir insanım. Saçlarım dümdüz, altımda yırtık bir kot, Converse, üstümde bir tişört ve sıfır makyajlı olarak gittim. Deneme çekimini yaptıktan sonra oradan ayrıldım. Taksim’deyken telefonum çaldı. "Hande geri gelebilir misin" dediler. Meğer; "Bu kız dünkü kız değil" diye düşünmüşler. Tekrar geri döndüm. Bana baktılar ve "Aynı kız ama bugün farklı görünüyor. Yarın Burak’la birlikte bir deneme çekimi alalım" dediler. Hayatımda ilk defa bu kadar heyecanlandım. Öyle negatif enerji vermişim ki; kamera bozuldu ve bir buçuk saat beklemek zorunda kaldık! Ve o bir buçuk saat boyunca beni rahatlattılar. Tekrar deneme çekimi yaptık ve "Küçük Kadınlar"a başladım.

ÇİRKİN BİR KADIN DEĞİLİM

Armi rolü çok sevildi. Seni bu kadar seveceklerini düşünmüş müydün?

- Aslında dizinin tutmaması için bir sebep yoktu. Çok güzel bir kadro, çok güzel bir hikáye. Ama özellikle Armi karakterinin bu kadar tutulacağını düşünmemiştim. Çok güçlü ve farklı bir karakter. İlgi göreceğini az çok tahmin edebiliyorsunuz. Ama genç kızların örnek aldığı bir karakter haline geldi. Tam o yaşlarda, ergenliğin geçiş döneminde bir bocalama yaşar bazı kızlar. Dıştan erkeksi hareketler ama içinde kadınsı duygular... Armi onu yansıtıyor biraz. Kızlar da ona benzemeye çalışıyorlar gibi geliyor bana. Çok güzel mesajlar alıyorum. Sete bir hayranım geldi. Annesi, dizinin ertesi günü alışverişe çıktıklarını söyledi. Ben o bölümde ne giyiyorsam gidip aynısını alıyormuş. Çok enteresan. Bu zor bir şey. Büyük sorumluluk gibi geliyor. Herkeste olduğu gibi Armi’nin de yanlışları var. Örnek alanların aslında bu dengeyi kurabilmeleri lazım. Örnek almak veya alınmak güzel. Ama Armi’nin yanlış yaptığı şeyleri de göz ardı etmemeleri gerekiyor.

Nasıl tepkiler alıyorsun?

- Özellikle 14-15 yaşlarındaki kızlar çok seviyor ve yolda çeviriyorlar. Elleri ayakları titriyor, konuşamıyorlar. Sadece; "Seviyoruz" diyorlar ve hayran gözlerle bakıyorlar. Çok güzel bir şey.

Tecrübesiz olarak büyük bir prodüksiyonda önemli bir rolde yer aldın. Hiç zorlanmadın mı?

- Hiçbir şeyin zorluğuna inanmıyorum. Yani insan isterse yapabilir. Çok enteresan ama bana çok zor gelen, yapmakta zorlandığım şeyler olmadı. Bu işi yapan insanlar benim oynayabileceğimi düşündüyse, yapabileceğime inandılarsa ben de inanırım. Hiç zorlanmadım. Bu da; "Büyük bir şans" diye düşünüyorum. Şansımı da iyi değerlendirdiğime inanıyorum. Bir de "Komedi Dükkánı"ndan sonra Ayla Algan’la birlikte derslere başladık. Biliyorum ki; eğitim şart.

Utku’yla ileride neler olacak?

- Utku’yla iyiyiz, çok iyiyiz. Genç kızların tabiriyle Utku ile çıkıyoruz. Bir birlikteliğimiz var. Utku zaten her şeyi
bıraktı geldi. Annesi onu geri götürmek için geldi. Ama Utku benden vazgeçmiyor. Ben de ondan vazgeçmeyeceğim. Bundan sonra neler olur bilemiyoruz. Sonuçta Armağan ve Utku devam ediyorlar, mutlular.

Genelde bütün dizilerde ilişki yaşayan karakterleri normal hayatta da çok yakıştırıyorlar. Sizi de yakıştıranlar oluyor mu?

- Oluyor. Normalde de sevgili olduğumuzu sanıyorlar. "Burak Hande" diye ikimiz adına grup kurmuşlar. Burak’la çok iyi arkadaşız. Sinemaya gidiyoruz, geziyoruz. Görenler; "Evet birlikteler" diye düşünüyorlar. Birbirimizi seviyoruz. Ama aramızda bir şey yok.

Seni çok beğeniyorlar. Sen kendini beğeniyor musun?

-Aynaya baktığım zaman kendimi beğeniyorum. Ama özellikle; "Ben güzel bir kadınım" diyerek bakmıyorum. Genelde benim için; "Hande’yi beğendikleri için oyunculuk teklifinde bulundular. Yoksa oyunculuğundan değil" diyorlar. Böyle şeylere inanmıyorum. Güzelliğin büyük bir avantajı olabilir. Ama eğer güzelliğini kullanarak bir yerlere gelmek istiyorsan, git fotomodellik yap! Ama sonuçta çirkin bir kadın değilim, kendimi beğeniyorum.

Aşka vaktim yok

Aşk hayatın nasıl gidiyor. Bir sevgilin var mı?

- Yok, gerçekten vakit yok herhalde. Bir ilişki yaşamak büyük bir fedakárlık. İşimden veya okulumdan bir fedakárlık yapabilecek durumda değilim şu anda. Yalnızım yani. Onu da yürütürüm aslında. Ama her şeyin bir zamanı var. Gün gelecek o da olacak.
_________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:39 pm

İzleyici olarak katıldığı ‘Komedi Dükkanı’nda keşfedilen Hande Soral ‘Küçük Kadınlar’a Armağan karakteriyle ekranlara geliyor. Psikoloji üzerine eğitim alan Soral “Oyuncular içinde onları tanıyan biri, psikoloğun olması gerekiyor. İleride bunu yapabilirim” diyor

İzleyici olarak gittiği “Komedi Dükkanı” programında sahneye çıkarak performansıyla yapımcının dikkatini çeken Hande Soral, bugünlerde “Küçük Kadınlar” dizisindeki Armağan karakteriyle dikkat çekiyor. İnegöl’den İstanbul’a psikoloji okumak için gelen Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümü son sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Hande Soral “Eğlence olsun diye çıktığım sahne, hayatımın dönüm noktası oldu” dedi.

İzleyici olarak katıldığınız “Komedi Dükkanı” programında sahneye çıktınız. Oyunculuğa adım atma hikâyenizden biraz bahseder misiniz?
Oyunculuk hobi olarak yaptığım bir şeydi. Okula gittiğim için bir türlü bununla ilgili çalışmalara girememiştim. Yüksek lisansımı yaptıktan sonra oyunculukla ilgili bir şeyler yapmayı planlıyordum ama planlarımın dışında gelişti her şey. Oyunculuk “Komedi Dükkanı”yla tamamen tesadüfen karşıma çıktı. Sahneye birini alırlarken ben çıkmak istedim. Tamamen eğlenmek amaçlı çıkmıştım. Program bittikten sonra kapıda yapımcı beni yakaladı ve “Görüşmek istiyoruz” dedi.

‘Çocuk suçlularla çalışacağım’

Psikoloji okuyorsunuz. Okul bittikten sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Her psikoloji öğrencisi gibi ben de klinik psikoloji mastırı yapıp psikolog olmayı hayal ediyordum. Bu biraz daha şekillendi ve adli psikolojiye yöneldim. Şimdi hâlâ adli psikoloji çok ilgimi çekiyor. Bunun içi çalışmalar yapıyorum. Önümüzdeki hafta Sivil Toplum Kuruluşları ile çalışmaya başlayacağım gönüllü olarak. Çocuk suçlularla birlikte çalışacağım. Islah evlerine girip onlarla zaman geçireceğiz. Onları tanıyacağız, oyunlar oynayacağız, kendimizi tanıyacağız. Hayallerimde hiçbir şey değişmedi. Adli psikoloji bana çok sıcak geliyor. Onun dışında oyunculukla ilgili bir eğitim de almayı düşünüyorum.

Neden adli psikoloji bu kadar ilginizi çekiyor?
Neden olduğunu aslında bilmiyorum ben de. Dört yıl içinde fikirleriniz şekilleniyor. Belki de her şeyin zorunu seven bir insan olduğumdandır. Bir suçluyla birlikte aynı odada kalabilmek birçok insanı korkutabilir. Geçen yıl da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde bir projemiz vardı. Orada kronik hastalarla çalıştım ama benim aklım orada yatan adli suçlulardaydı.

‘Birbirimizin açığını kapattık’

Hem psikoloji hem oyunculuğu bir arada götüreceksiniz o zaman?
Evet kesinlikle ikisini bir arada yapacağım. Belki de ileride ikisini birbirine entegre edip oyuncu psikoloğu olabilirim. Böyle bir düşüncem de var. Çünkü Türkiye’e oyuncu psikoloğu çok az. Mesela oyuncu psikoloğu ayrıdır. Onlara yardımcı olabilmek için onları tanımak lazım. Oyuncular içinde onları tanıyan biri psikoloğun olması gerekiyor. Ben ileride böyle bir şey yaparım.

İlk deneyiminiz ve ilk başrolünüz. Oyunculuğa tesadüfen başlayan biri olarak zorlandınız mı?
Zorlanmadım demek ukalalık mı olur bilmiyorum ama herkes bana çok yardımcı oldu. Hep birlikte bu işin üstesinden geldik. Hepimiz çok genç ve tecrübesizdik. Aramızda en tecrübeli Ekin Türkmen’i. İyi kotardık diye düşünüyorum. Birbirimizin açığını kapattık diye düşünüyorum.

Dizide evin babası modeli, erkeksi tavırları olan Armağan karakterini oynuyorsunuz. Rolle ilgili bir ön çalışmanız oldu mu?
Bugüne kadar birçok çocuk oyununda oynadım ve hepsinde erkeği oynuyordum. Neden böyle bir durum var bilmiyorum. Bende bir şey var galiba (Gülüyor) Armağan 17 yaşında. Ben de kısa bir süre önce o yaşlardan geçtim. 17 yaşında ikiz erkek ve kız kardeşim var. Kızkardeşim o geçiş dönemini Armağan gibi yaşadı. O yüzden çok şanslıyım. Kız çocuklarında ergenlik döneminde bir erkeksilik oluyor.

Sizde mi 17 yaşınızı öyle erkeksi şekilde yaşadınız?
Hayır bende ters oldu. Ben çok kız gibi yaşadım. Süslü püslü bir kızdım.
Armağan kurtarıcı

Rolünüzden dolayı ne gibi tepkiler alıyorsunuz?
Herkes çok beğendiğini söylüyor. Özellikle kız çocukları beğenilerini sunuyorlar. Büyük insanlar ise ‘Eniştenin cezasını sen vereceksin’ diyorlar. Armağan’ın dominantlığı seyirciye kurtarıcı gibi geliyor.

Aileniz İnegöl’e burada tek yaşamakta zorlanıyor musunuz?
Hiç zorlanmadım. Dört yıldır hiç aç kalmadım çok güzel yemek yaparım (Gülüyor). Bir evi çekip çevirmek aile olduğu zaman daha kolay oluyor. Ama ben dört yıldır ayrı yaşadığım için yemek, temizlik işlerine alıştım. Bir tek özlem oluyor. Çok özlediğim zaman onlar geliyorlar, ben gidiyorum. Bazen Yalova’a buluşup yemek yiyoruz sonra ayrılıyoruz (Gülüyor).

Anne - babanız ‘Kızım biz seni psikoloji oku diye İstanbul’a yolladık. Oyunculuk nereden çıktı’ demediler mi?
İkisi de tiyatro aşkımı biliyorlar. Zamanında ben çok istediğim için her haftasonu babam İnegöl’den sabahın köründe kalkıp Bursa’ya tiyatro eğitimine götürüyordu. Her zaman bana “Aklında bir şey kalmasın. Keşke” deme dedikleri için bu kararıma anlayışla yaklaştılar. Babam acımasızca her bölümden sonra eleştiriyor. Kırılacak, üzülecek diye düşünmez babam. Ne düşünüyorsa açık açık söyler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:40 pm

'' 21 yaşındayım.
Bursa İnegöllüyüm.
Babamın tarafı Makedonyalı, anneannemler Bulgaristan’dan gelmiş; biraz karışık yani...
En büyükleri ben olmak üzere 3 kardeşiz ... 17 yaşında ikiz ; erkek ve kız kardeşim var ...
Bütün akrabalarımız Bursa’a oturuyor.
Bilgi Üniversitesi’nde burslu okuyorum. 4’üncü sınıf psikoloji öğrencisiyim. 3 yıldır İstanbul’a yaşıyorum. Üniversite sınavlarında dokuz tercih yaptım, tek istediğim psikoloji bölümünü kazanmaktı. ''

Sen de mi 17 yaşını öyle erkeksi bir şekilde yaşadın ?
Hayır bende ters oldu. Ben çok kız gibi yaşadım. Süslü püslü bir kızdım.

Ailen İnegöl'de burada tek yaşamakta zorlanıyor musun ?
Hiç zorlanmadım. Dört yıldır hiç aç kalmadım çok güzel yemek yaparım . Bir evi çekip çevirmek aile olduğu zaman daha kolay oluyor. Ama ben dört yıldır ayrı yaşadığım için yemek, temizlik işlerine alıştım. Bir tek özlem oluyor. Çok özlediğim zaman onlar geliyorlar, ben gidiyorum. Bazen Yalova'da buluşup yemek yiyoruz sonra ayrılıyoruz .

İlk oyunculuk deneyimin ve başına gelenler, aslında bir peri masalı gibi...

Televizyon önü oyunculuğu olarak, ilk oyunculuk deneyimim. Ama daha önce tiyatro ile ilgilendim. Dersler aldım, oyunculuk kurslarına katıldım, çocuk oyunlarında rol aldım. Oyunculuk hep gönlümdeydi. Lise ve üniversite hayatımda başarılı bir öğrenciydim. Üniversitede psikoloji bölümünü seçtim. Eğitimimin, bilinç altında oyunculuğuma katkısı olmuştur. Psikoloji ile oyunculuk birbirine çok yakın. Üniversiteye girdiğimde hayatımda oyunculukla ilgili hiçbir şey kalmamıştı. Bir gün bir arkadaşımla birlikte Komedi Dükkanı'nı seyretmeye gittik. Tolga Çevik'i zaten çok severdim. Oyunun başlamasını bekliyorduk. Sahneye birilerinin alındığını biliyordum. Arkadaşıma da, "Sahneye birisini alırlarsa ben çıkarım. Bak şaşırma sonra!" dedim. "Titanik" çekiliyor ve bir kıza ihtiyaçları var. Ben de elimi kaldırdım. Sahneye çıktım. Sonuna kadar beraber çektik. Sahneye çıktığımda 'Ses Tiyatrosu'nda olmanın gerginliğini yaşadım. Çok gergin ama mutluydum. Onlar da beni beğenmişler ve görüşmeye çağırdılar. Ayla Algan'ın öğretmenliğinde ders almaya başladım Plato Film Okulu'nda. Bir süre oyunculuk eğitimi aldım. Dizinin kastını yapan ekip beni görüyor ve görüşmeye çağırıyor. Bu şekilde de "Küçük Kadınlar" başlıyor.

İnanılmazdı. Gözümü açıp kapayana kadar oldu.

Ama tekrar tiyatro'ya dönmeyi istiyorum. Çünkü tiyatrodan aldığım zevk çok farklı. Seyircinin karşısında olmak, provaları yaşamak çok farklı bir duygu. O ilk gecenin heyecanı muhteşem. Onu yaşamak isterim. Oyunculuğu sonuna kadar yaşadığım yer, sahne.
_________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:41 pm

Psikoloji eğitimim oyunculuğuma hizmet etti’
HANDE?SORAL
Bir gün ‘Komedi Dükkânı’nda sahneye çıkıp oyuncu adayı haline geliyorsunuz. Sizin aklınızda böyle bir şey var mıydı?
Televizyon oyunculuğu yoktu ama tiyatro her zaman aklımdaydı. Okul bittikten sonra tekrar bir sahne, bir tiyatro istiyordum ama televizyon oyunculuğu gibi bir hayalim yoktu. Tiyatroyla daha önce ilgilendim, çocuk oyunlarında oynadım, dersler aldım, atölyelere katıldım ama başka alana yönelince tiyatro kaldı. Okul bittikten sonra dönmeyi düşünüyordum. Psikoloji okumayı da çok istiyordum. Aslında ikisini bağlantılı görüyorum. Sonra ‘Komedi Dükkânı’ oldu, sahneye birini çağırmışlardı, ben çıktım. Ardından yapım şirketi benimle konuşmak istedi, anlaştık ve Plato Okul’a Ayla Algan’la derslere başladım. Program yayımlandığı zaman cast’ı yapan ajans da izlemiş ve beni sormuş. Daha sonra ajans da görüşmek için tekrar çağırdı.

Üniversitede psikoloji öğrencisiyken, bir dizide rol alarak başka yöne kaydınız yani...
Psikoloji eğitiminin bir tek oyunculuğuma değil, hayatıma da etkisi oldu. Eğitimim, belki de hiç fark etmeden, oyunculuğuma hizmet etti. Dizi, ilk zamanlar çok zordu. Final dönemimdi. Ama gün geçtikçe her şey rayına oturuyor. Armi karakterini seviyorum, arkadaş olurdum onunla. Çok ortak yönümüz yok. Ben 17 yaşındayken de Armağan’a çok benzemiyordum. Armağan fırtınaları dışarı da gösterirmiş gibi duruyor ama içinde yaşıyor. Kardeşlerini, ablasıyla birlikte, bir arada tutmaya çalışıyor. Ben o kadar zor şeyler yaşamadım. Karakter olarak da çok benzemiyoruz, Armağan çok çabuk parlıyor, hemen sinirleniyor.

‘Küçük Kadınlar’ romanını bilir miydiniz?
Kitabı okumuştum küçükken. Filmi de sonra birlikte izledik. Jo ile Armağan çok benziyor. Daha önce okuduğumda Jo ile özdeşleştirmemiştim kendimi. Armağan gibi bir karaktere yakın olmadığım için kendimi ona yakın hissettirmedim. Ajansa kırmızı rujlu, saçım toplu bir şekilde geldim, bir şey çaktırmadılar ama sonra birbirlerine ‘Yok, ne yapıyorsunuz?’ demişler. Ertesi gün deneme çekimine geldim. Altımda kot, makyaj yok, saçlar salık, üstümde bir tişört. O zaman ‘Bu olur!’ demişler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:41 pm

daha yeni göKomedi Dükkanı’nda tanıdığımız Hande Soral şimdi de Küçük Kadınlar’a Armağan’ı canlandırıyor. Soral tıpkı onun gibi kız kardeşlerini korumaya çalıştığını söylüyor

Hande Soral, aylar önce Komedi Dükkanı’na seyirci olarak katıldı ve tesadüfler zinciri onu oyunculuğa taşıdı. Şimdilerde Küçük Kadınlar dizisinde oynayan 21 yaşındaki Soral, ‘Hayatımda her şey o kadar hızlı gelişti ki, artık plan yapmıyorum’ diyor.

Sizi ilk kez Komedi Dükkanı’nda tanıdık. Şimdi de Küçük Kadınlar’a oynuyorsunuz. Bu süreci biraz anlatır mısınız?

Komedi Dükkanı’nda tamamen bir tesadüf gerçekleşti. Ben oraya seyirci olarak gitmiştim. Sahneye birinin çıkmasını istediler. Gönüllü olunca ben çıktım. Çekim bittikten sonra yapımcı benimle görüşmek istediğini söyledi. Görüşmeye gittiğimde, oyuncu olduğumu zannetmişler. Hemen eğitime başlamamı istediler ve 3 ay kadar bir eğitim sürecinden geçtim. Küçük Kadınlar dizisinin cast’ını yapan ajans da beni Komedi Dükkanı’nda izlemiş ve çok beğenmiş. Görüşmeye çağırdılar ve beni beğendiklerini söylediler. Komedi Dükkanı bana uğur getirdi ve böylece televizyon sektörüne adım atmış oldum.

Hiç aklınızdan oyunculuk yapmak geçiyor muydu?

Televizyon oyunculuğu aslında aklımda hiç yoktu. Çünkü televizyon oyunculuğu hiç de dışarıdan göründüğü gibi kolay değil. Ama daha önce okul yıllarında tiyatroda çocuk oyunlarında oynamıştım. Ama tabiî ki diksiyon eğitimi aldım, çocuk oyunlarındaki atölyelere katıldım. Bu şekilde bir oyunculuk geçmişim vardı. Ama televizyon oyunculuğu açısından ne hayalim ne de bir hedefim vardı. Tamamen tesadüfler zinciri beni buraya taşıdı.

Psikoloji bölümünde okuyorsunuz. Eğitiminizin, oyunculuğunuza katkısı oluyor mu?

Psikoloji eğitiminin hayatıma ve oyunculuğuma çok katkısı olduğunu düşünüyorum. Oyunculuk eğitimine başladığımda ilk ders insan psikolojisiydi zaten. O yüzden her adımımda bu yararı hissediyorum. İnsan iletişimi direkt psikolojiyle başlıyor. Oyuncu için bir karakteri oturtmak, analiz etmek, onu kafanızda canlandırmak, yaşatmak ve bunun psikolojisini oturtmak çok önemli.

Küçük Kadınlar’a nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz, biraz anlatır mısınız?

Armağan, 17 yaşında bir genç kız. Anne babasını kaybettikten sonra biraz da evin babası gibi görünüyor. Ablasıyla birlikte kız kardeşlerini bir arada tutmaya çalışıyor. Bunun yanında çalışmaya başlıyor ve hayatına birçok yenilik giriyor. Birçok yoğun duyguyu bir arada yaşamaya başlayan bir karakter. Bunun yanında yan köşkün yakışıklı oğluyla aralarında bir yakınlaşma oluyor. Aslında duygusal anlamda çok yoğun şeyler yaşıyor ve bunları sindirmeye çalışıyor.

Bu rolün size ne gibi katkıları oluyor?

Armağan karakterinin elbette bana kattığı çok şey var. Ama bunun yanı sıra dizideki diğer karakterlerin de bana katkısı oluyor. Bu beş kızın yaşadıklarını gerçek hayatta yaşayan çok insan var. İnsanların ne şartlarda ayakta kalmaya çalıştıklarını, en azından oynayarak görüp farkına varabiliyoruz. Armağan karakterini oynamaya başladıktan sonra elimdekilerin kıymetini bilerek yaşamaya başladım


Dizide, anne-babasını kaybeden kardeşler arasındaki bağa dikkat çekiliyor. Peki sizin gerçek hayatınızda ailenizle ilişkileriniz nasıl?

Ben de bir ablayım ve iki kardeşim var. Kardeşleri bir arada tutmak farklı bir şey. Ben şu an onlarla birlikteyken ve annem babam yanımızdayken bile onları korumaya çalışıyorum. Her şey onlarla birlikte olsun, hep bir arada olalım istiyorum. Çekimlerden fırsat buldukça yanlarına gidiyorum. Çünkü aile bağları çok önemli.

ÖNÜMÜZDEKİ 10 yıla baktığınızda kendinizi nerede görüyorsunuz?

Çok plan yapmadım ama şu an bu işi sevdiğim için biraz daha üzerine gitmeyi düşünüyorum. Oyunculuğun sonu yok ve sürekli kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Açıkçası plan yapmayı da sevmiyorum. Çünkü hiçbir şey sizin planladığınız gibi olmuyor. Kısa hedefler koyuyorum, onları başarıyorum ve yenilerini koyuyorum kendime. Onlarla daha mutlu oluyorum. Mesela hiçbir zaman aklımda dizi oyunculuğu yoktu ama her şey o kadar hızlı gelişti ki, ben bile fark edemeden ilk bölüm yayınlandı. O yüzden kısa dönem hedefler koyuyorum. Zamanımı iyi değerlendirip, gençliğimi ve enerjimi en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:43 pm

----
-İşte o küçük kadınlar


Sinem VURAL

Kanal D’de bu akşam saat 20.00’de ekrana gelecek "Küçük Kadınlar" dizisi, aynı adlı sinema filminden esinlenilerek yaratılmış, yürekleri ısıtacak bir aile dizisi.

Beş kız kardeşin anne ve babalarının ölümünün ardından hayata tutunma çabalarını anlatan dizinin oyuncularından Ekin Türkmen, Hande Soral ve Fulya Zenginer’le konuştuk.

FULYA ZENGİNER

Hem rolüme hem ÖSS’ye çalışıyorum

n Yeliz nasıl bir karakter?

- Biraz fazla şımarık. Zengin bir ailede doğmalıymış! Biraz deli dolu ve heyecanlı. Kardeşleri Elif ve Armağan ile çok zıt bir karaktere sahip. Her evde mutlaka bulunan bir kız Yeliz, çünkü ergenlik çağına giren herkesin huylarını barındırıyor. Kendini çok önemseyen ve güzel olduğunu düşünen biri.

n Daha önceden birkaç oyunculuk deneyiminiz vardı sanırım...

- "Doktorlar" dizisinde bölüm oyunculuğu yaptım. Sonra da "İki Aile" dizisinde rol aldım.

n Oyunculuk eğitiminiz var mıydı?

- Konservatuvar sınavına hazırlanırken eğitim aldım. Liseyi geçen yıl bitirdim bir sene hazırlık dönemi gibi geçti.

n Bu tempoda çalışırken ÖSS’ye hazırlanmak zor olmuyor mu?

- Geçen yıldan alıştığım bir şey bu benim için. Dershanede burslu okuyan bir insan olarak derslerde zorlanmam söz konusu değil. Bu işi severek yaptığım için dersler bana ağır gelmiyor. Başka bir iş yapsaydım, iki-üç saat uykuyla durup bu tempoya katlanamayabilirdim. Yaşadığım her an insanları izliyorum. Onların tepkilerini gözlemliyorum. Bazen kendimi dinleyip hangi olaylara nasıl tepkiler verdiğimi düşünüyorum.

EKİN TÜRKMEN

Konservatuvarda çok ağladım

n Canlandırdığınız Elif nasıl bir karakter?

- 22 yaşında ve en büyük abla. Önceleri prenses gibi. Klasik bir abla gibi değil ama annesiyle babası öldükten sonra o görevi almak zorunda kalıyor. Üniversite ikinci sınıfa giden bir hukuk öğrencisi. Yan köşkte yaşayan okul arkadaşı Ali ona aşık ama Elif’in haberi yok. Ali’yi hep arkadaş gibi görüyor. Okulda zengin arkadaşları var ama fakir bir ailenin kızı.

n Diziye nasıl dahil oldunuz?

- Çok güzel bir hikáye ve klasik bir senaryo. "Küçük Kadınlar" filminden ilham alınarak senaryolaştırılmış bir dizi. Senaryoyu ilk okuduğumda beni gerçekten heyecanlandırdı. Dizi kadrosu da çok güzeldi, teklifi hemen kabul ettim.

n Oyuncu olarak beş kardeşin içerisinde en deneyimlisi sizsiniz sanırım.

- Yedi yıldır oyunculuk yapıyorum. Armağan karakterini oynayan Hande Soral hariç, ekipteki herkesin oyunculuk deneyimi var. "Menekşe ile Halil" dizisinde oynadım en son. O dizi bittiği için "Küçük Kadınlar"ı kabul ettim.

n İlk kez "Ekmek Teknesi" dizisinde karşımıza çıkmıştınız. O zamandan bu zamana neler değişti?

- Her işte bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Oyunculuğumu çok geliştirdim diyemem. Bir şeyler yapmak istiyorum ama çok seçenek yok. Öğrenirken doğallığımı kaybetmemeye çalışıyorum. Savaş Dinçel ile çalışırken bize hoca gibi birçok şey öğretirdi. Ondan sonra onun gibi insanlarla çok çalışamadım.

n Okullu oyunculardansınız. Okulun gerekliliğini savunanlardan mısınız?

- Herkes konservatuvar okumalı mı, okumamalı mı hálá arada kalıyorum. Konservatuvar bazı şeyleri kazandırırken bazı şeyleri de kaybettiriyor. Kendinizi koruyup okuldan çıkmanız çok zor. İster istemez hocanız gibi oluyorsunuz. Haliç Üniversitesi’nden mezunum, Müşfik Kenter’in öğrencisiyim. İyi bir öğrenci olduğum söylenemez. Müşfik Hoca’nın böyle bir müdahalesi yoktur, siz oynarsınız, o yorum yapar. Bu açıdan okulda hiçbir sorunumuz olmadı. Ama biraz duygusalsanız, çok ağlıyorsunuz. Biz de çok ağladık, çünkü zor geçiyor. Bir şekilde eğitim almak gerekiyor ama okul gerekli mi bilmiyorum.

n Dizi oyunculuğu hep eleştirilir. Siz kendinizi eleştirebiliyor musunuz?

- Bazen dizi oyuncularını çok ağır eleştiriyorlar. Benim de dizi izlerken eleştirdiğim oluyor ama sonra kendime "ne şartlar altında çalıştıklarını bilmiyorsun" diyorum. Gerçekten set şartları çok ağır. Mesela ben dizilerde oyunculuğumun yüzde 20’sini bile gösteremiyorum.

n Bu yaza başka projeler de sığdıracak mısınız?

- Ben bir seneliğine Amerika’da eğitim almaya gidecektim. Ama bu iş gelince erteledim. Özel hayat kısmında ise benim için her şey oyunculuğa hizmet ediyor. Yaşadığım ilişki, yolda yürürken, iyi ya da kötü bir haber alırken, sanki bir kamera varmış ve kendimi izliyormuşum gibi hissediyorum.

HANDE SORAL

Komedi Dükkanı’nda keşfedildim

n Armağan nasıl bir karakter?

- Armağan ya da dizide sıkça duyacağınız lakabıyla Armi, lise son sınıf öğrencisi. Erkek gibi büyümüş, sokaklarda futbol oynayan, bisiklete binen, agresif, çabuk parlayan ve haksızlığa tahammülü olmayan bir karakter. Hiç aşık olmamış bir kız. En küçük kız kardeşine çok bağlı.

n İlk kez bir dizide rol alıyorsunuz. Nasıl keşfedildiniz?

- "Komedi Dükkanı" programına seyirci olarak gittim. Seyircilerden birini sahneye istediler. Ben de hazır gitmiştim, çantam elimde bekliyordum. Birini istediklerinde çıktım sahneye. İzleyenler ve yönetmen de beğenince normalde beş dakika oynamam gerekirken, 45 dakika sahnede kaldım. Dizinin cast’ını yapan ajans şans eseri programı izleyince kendimi bu dizide buldum.

n Bu ilk oyunculuk deneyiminiz değil herhalde...

- Daha önce çocuk oyunlarında yer aldım. Tiyatro eğitimim de vardı ama oyunculuk istememe rağmen başka alana yöneldim. Üç aydır Plato Film’den oyunculuk eğitimi alıyorum. Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji okuyorum. Okuduğum bölüm de aslında oyunculuğa yabancı değil.

n Setleri nasıl buldunuz?

- Daha bir bölümlük bir tecrübem var ama çok yorucu olmasına rağmen sevdiğiniz için katlanıyorsunuz. Setten çıkıyorum, uyumadan okula gidiyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
.:EDANUR:.

.:EDANUR:.


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 24/07/09

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:43 pm

kazadan sonraki ilk röportajı
“Küçük Kadınlar”ın ölümden dönen Armi’si Hande Soral geçirdiği kazanın ardından dizi çekimlerine devam etti. Genç oyuncu “Sette olursam iyileşmemin daha da hızlanacağını düşündüm ve o şekilde oldu” dedi.
Set çıkışında evine giderken kendi kullandığı aracıyla kaza yapan “Küçük Kadınlar”ın Armi’si Hande Soral, kırık kürek kemiği ve kaburgasıyla dizinin sezon finalini tamamladı. Kazadan sonra dinlenmek yerine çalışmaya devam eden Soral için son iki bölümde senaryoda değişiklikler yapıldı. Dizide Soral, bisiklet kullanırken bir trafik kazası geçirmiş gibi gösterilecek. Dizinin finaliyle de ilgili sürpriz açıklamalarda bulunan Soral, “Bu kadar sert bir final beklemiyordum” dedi.

Geçmiş olsun, kaza nasıl oldu?
Kendi arabamla setten dönüyordum. Kaza yaptığım yerin birkaç kilometre ötesinde İSKİ su çalışması yapıyordu. Mıcıra girdim ve tekerlekler ıslak olduğu için arabanın kontrolünü kaybettim. Aslında bu bir de tecrübesizlikle ilgili... Dört yıldır araç kullanıyorum ama karda, buzda, mıcırda araç kontrolünün nasıl sağlanacağını bilemediğim için böyle bir kaza başıma geldi. Olay sırasında şoka girdim, kendimi diğer koltuğa atıp korumuşum.

Kazadan sonra vücudunuzda kırıklar oluşmuş, bu sizi çalışırken zorlamıyor mu?
Kazadan sonra boynumda incinme, kürek kemiğimde ve kaburgalarımda kırık vardı. Arabanın patlayan camları sırtımda deri içinde kalmıştı. Onlar küçük bir operasyonla çıkartıldı. Çalışırken kaburgam beni çok zorluyor. Bütün set ekibi benim konforum için elinden geleni yapıyor.

Son bölümlerde oynamak sizin isteğiniz miydi?
Evet, ben istedim. Setten çıkarken kaza geçirmiştim ve sette olursam iyileşmemin daha da hızlanacağını düşündüm ve o şekilde oldu. Çok daha çabuk iyileşiyorum. Birçok sahne değişti ve o hırçın Armi yatarak hiçbir şeye müdahale etmeyen biri haline geldi ama o halde bile kavgasını etti.

Kazadan sonra senaryoda ne gibi değişiklikler oldu?
51. bölümde çektiğimiz sahneler vardı ama kaza geçirdikten sonra devamlılık zor olacaktı. Bu yüzden son iki bölümde revizyona gidildi. Birçok sahne tekrar çekildi. Yaptığım kazanın üzerine dizide bisiklet kullanırken kaza geçiriyorum. Yine “Küçük Kadınlar”ın başı dertte ablamızla ilgili bir problem yaşacağız. Son bölümde kıyamet kopuyor. Kızlardan birinin bildiği bir durum var. Dizinin sonu büyük bir sürpriz olacak.

Nasıl bir finalle son bulmasını istersiniz?
Açıkçası bu final benim düşündüğüm bir final değildi. Benim gönlümde çok fazla yaralayıcı olmayan bir final yatardı. Bizim finalimiz biraz sert geldi. O kadar çok acı çektik ki, daha hafif bir final daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

Yanınızdan hiç ayırmadığınız bir uğurunuz var mı?
Bolca nazar boncuğu hediyesi geliyor. Bir de kendime kristal alacağım. Kristalin negatif enerjiyi yansıtma özelliği varmış.

Sevgiliniz Okan Yalabık’ın kazadan sonra başınızdan bir an olsun ayrılmadığını öğrendik. Nasıl gidiyor aşk hayatınız?
Çok iyi gidiyor. Her şey çok güzel gidiyor, çok mutluyum
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
baLoncuK*

baLoncuK*


Mesaj Sayısı : 99
Kayıt tarihi : 24/07/09
Yaş : 29
Nerden : héR yéRdén :)

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 7:12 pm

saoL canım bayağı yükLemişsin :}
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
HATİCE
Admin
HATİCE


Mesaj Sayısı : 132
Kayıt tarihi : 23/07/09
Yaş : 28
Nerden : ..::İSTANBUL::...

HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI Empty
MesajKonu: Geri: HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI   HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI EmptyCuma Tem. 24, 2009 10:07 pm

saol cnm ellerine sağlık
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://soral.yetkinforum.com
 
HANDE SOPRAL RÖPORTAJLARI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» FULYA ZEWNGİNER RÖPORTAJLARI
» BURAK SAĞYAŞAR RÖPORTAJLARI
» Elit İşcan Röportajları
» hande oyunu......
» Hande Soral karışık resimleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hande Soral Fan Club :: Hande Soral :: Hande Soral Genel-
Buraya geçin: